Hayal ettiniz, hedefinizi belirlediniz, inancınızı yitirmediniz, oldukça çalıştınız ve işinizin patronu oldunuz. Peki sıra patron olmayı öğrenmeye geldiği vakit aynı titizliği gösterdiğinize inanıyor musunuz? Durup bir düşündüyseniz okumaya devam edin. Kendinize soracağınız birkaç kritik sual ile hem kendiniz hem de çalışanlarınız için sevinçli ve bereketli bir iş ortamı sağlayabilirsiniz.
Çalışanlarınızı motive ediyor musunuz?
Motivasyon, iş yaşamının her noktasında başarının ön koşuludur. Çalışanlarınızın gücünü her koşulda üst ölçüde tutmak için onların başarılarını takdir edin ve ödüllendirin.
Onları ne kadar tanıyorsunuz?
Cevabınız yalnızca yaptıkları işin içeriğinden ibaret olmamalı. Çalışanlarınızı izleyerek onların kabiliyetlerini ve kuvvetli yönlerini öğrenin. Bu sayede hem onları yönlendirip sorumlulukları doğru şekilde bölüştürür hem de iş ortamınızdaki uyumu ve heyecanı yok etmemiş olursunuz.
Başarısızlık ve başarı kimin eseri?
Elde ettiğiniz başarıları kendinize, başarısızlıkların nedenini çalışanlarınıza yüklüyorsanız iş ortamınızda mutsuzluk, motivasyonsuzluk, güvensizlik ve isteksizliğin hakim bulunduğunu bilmelisiniz. Bu durumda, vakit içinde başarısızlık oranının artması kaçınılmaz olur.
İş haricinde aktiviteler yaratıyor musunuz?
Çalışanlarınızla bir arada düzenleyeceğiniz aktiviteler, iş stresinin azaltılmasına ve ekibiniz arasındaki bağın kuvvetlenmesine destek olur. Ofis haricinde birbiri ile asla vakit geçirmeyen bir ekibiniz varsa, vakit içinde iletişim problemlerinin ortaya çıkmasına şaşırmayın.
Çalışanlarınızın fikirlerini önemsiyor musunuz?
Unutmayın, haklı olan her vakit siz değilsiniz. İşinizde ne kadar kanaatkar olsanız da gözünüzden kaçan teferruat ya da değişik bakış açıları hep olacaktır. Bunlara kulak tıkamadığınız sürece uyumlu, yeniliklere aleni bir kadroya haiz olursunuz.
Onları ne kadar serbest bırakıyorsunuz?
Siz de devamlı etrafta dolaşan, denetim delisi bir patronsanız çalışanlarınızın bundan asla memnun görünmemesinin nedeni sandığınız gibi “kaytarma” talebi olmayabilir. Araştırmalara göre patronunu uygun aralıklarla gören ve çalışırken serbest bırakılanların iş ortamındaki verimi ve başarısı daha yüksek.
Ancak…
Bazen serbest ruhlu bir deha hayatınızın tatlı belası olabiliyor. Bir de onu uzaktan takip edebilmek zorundaysanız vay halinize. Verdiği bilgilere ikna olmak için gününüzün oldukça mühim bir kısmını onun mesajları, telefonları ve hatta Selfie’leri ile geçirmek zorunda kalabilirsiniz. Olmaz demeyin, bakın iyi mi oluyor:
Bir boomads advertorial içeriğidir.